Bu yazı serisinde Ashoka'nın öncülüğünde SAP işbirliğinde hazırlanan; Aybike Oğuz, İstem D. Akalp ve Sultan Güvenilir tarafından kaleme alınan Hızlan Fark Yarat Rehberi'nden alıntıları paylaşacağız. Değişim başlatma yolculuğuna bir rehber, alıştırmalar içeren bir sosyal girişimci günlüğü olarak tasarlanan kitapçık öncelikli olarak üniversiteli gençler düşünülerek hazırlanmış olsa da, başlangıç aşamasındaki bütün sosyal girişimcilere bir yol haritası olabilecek nitelikte. Alıştırmaları yaparak yolculuğunuzda ilerlemek için bu linkten kitapçığı indirebilir, fiziksel kopyasına ücretsiz olarak erişmek içinse turkiye@ashoka.org adresine mail atabilirsiniz. Değişimi Başlatmak için 8 Adım Adım 7: Prototipi Test Et ve Geliştir Gerekli izin ve destekleri aldıktan sonra küçük bir grupla prototipini hayata geçir ve kullanıcılardan geri bildirimde bulunabilecekleri toplantılar düzenle. Bu toplantılarda aşağıdaki soruları tartışabilirsiniz. Bu ürün ya da hizmet sizin hayatınızı nasıl değiştirdi? Neleri kolaylaştırdı? Nelerden memnun kalmadınız? Bu ürün ya da hizmetin daha kullanışlı olması için ne gibi önerileriniz var? Şimdi senin gibi üniversite yıllarında fark yaratma serüvenine başlamış Eray Erdoğan’la tanıştırmak istiyoruz. Eray’ın paylaşacağı hikâyede prototipini nasıl geliştirebileceğin üzerine çok yaratıcı fikirler bulabilirsin. Eray Erdoğan: 2015 Eylül ayında üniversite sınavına hazırlanan öğrenciler için performans takibi sağlayan mobil uygulamamız “Lala”yı çıktık. Gelir modelimiz “freemium”du. Öğrenciler ücretsiz bir şekilde uygulamamızı indirebiliyorlar ancak ellerindeki sadece 1 soru bankasının takibini sağlayabiliyorlardı. Kitapların tamamının takibini sağlamak için ise bir kereye mahsus 20TL ödemeleri gerekiyordu. “Nedir yani 1 kitap parası verirler herhalde.” diye düşündük. Denemek için üyelik hediye ettiklerimiz uygulamayı kullanıyorlardı. Ama kendiliğinden kimse üyeliğini yükseltmiyordu. Moralimiz çok bozuluyordu ama hemen kendimizce harika bir tespit yaptık ve yine kendimizce harika bir fikir ürettik. Bize göre, aslında öğrenciler bizim uygulamaya para verip üyeliklerini yükseltmek için can atıyorlardı ancak kredi kartları App Store’a veya Play Store’a tanımlı olmadığı için yapamıyorlardı. Öğrencinin eğitim materyali satın alma deneyiminde anne-babadan nakit para veya kredi kartı alıp kırtasiyeye gitme gibi bir durum olduğunu gözlemleyerek dedik ki: “Biz de kırtasiyelere girelim, kontör kartı basalım, kırtasiyelere dağıtalım, öğrenciler kırtasiyelerden bizim kontör kartlarımızı 20TL’ye alsın, karttan çıkan şifreyi uygulamaya girerek üyeliklerini yükseltsinler.” Fikir bizce harikaydı 12500 adet kart bastırdık, Türkiye’nin 300 farklı noktasına yolladık. İlk seriyi bitirip ikinci 12500 kartı basmanın hayalini kuruyorken, toplam 10 tane sattık. 12500’de 10! Öğrenciden para almaya çalışıyorken, yani aslında işi sürdürülebilir kılmaya çalışıyorken, hem para hem zaman kaybederek başarısız olmuştuk. Hem de üst üste iki kere.  Sence Eray şimdi ne yapabilir? Devamını Eray'dan dinleyelim. Eray Erdoğan: Baktık ki öğrenciden para alamıyoruz, “Modeli değiştirebilir miyiz acaba?” diye düşündük. Üyeliği tamamıyla ücretsiz yaptık, kullanıcı sayımız bir anda artışa geçti ve 25000 civarına geldiğinde markalara ve özel üniversitelere giderek, “Bakın burada tam sizin iletişim yapmak istediğiniz, ders çalışan lise öğrencisi profili var, bu kadar hedefli bir kitleyi başka yerde bulamazsınız.” dedik, reklam almaya ve gelir elde etmeye başladık. Kullanıcılarımızdan değil ama kullanıcılarımıza ulaşmaya çalışan kurumlardan reklam alarak sürdürülebilirliğimizi sağlamayı başardık. Şu anda aynı modeli kullanıyoruz ve kullanıcı sayımız 150.000 civarında. -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yazı dizisinin tamamına erişmek için profilimizi ziyaret edebilir, kitapçığa ulaşmak içinse bu linke tıklayabilirsiniz.