Sosyal Girişimciliğin ABC'si

Sosyal Girişimciliğin ABC'si
Girişimcilik kavramına hepimiz az çok aşinayız, peki ya sosyal girişimcilik kavramına? Girişimciliğin bu en sosyal hali hakkında bilmeniz gereken temel bilgileri sıraladık. 1. Sosyal girişimcilik nedir? Sosyal girişim kavramının literatürde tek bir tanımı bulunmuyor, Türkiye’de ve dünyada bu konuyla ilgili tartışmalar devam etmekte. Dolayısıyla bu konuda tek ve net bir tanımdan ziyade sosyal girişimi belirleyen kriterlerden bahsetmek daha doğru bir yaklaşım. Sosyal Girişimci, • Sosyal geri dönüşü olan bir hizmet ya da ürün üretir. • Ürün ya da hizmetlerini sosyal amacı odağına alacak şekilde üretir. • Öncelikli hedefi sahiplerine, hissedarlarına ya da üyelerine kar dağıtmak değil; ölçülebilir, olumlu sosyal etki yaratmaktır. Karını dağıtacak olsa dahi bunu misyonunu ve ana hedefini olumsuz etkileyecek şekilde yapmaz. • Girişimcilik ruhuna, hesap verebilir ve şeffaf bir yönetim modeline sahiptir. Daha da önemlisi çalışmalarından etkilenen tüm paydaşları (çalışanlar, müşteriler, yararlanıcılar) sürece dahil eder. 2. Sosyal girişimciliği “girişimcilik”ten ayıran nedir? Normal bir girişimden sosyal girişimi ayıran en temel fark, sosyal girişimin varoluş sebebinin pozitif sosyal etki yaratmak oluşudur. Sosyal girişimler var olan sosyal problemlere çözüm üreterek veya çözümün bir parçası olarak pozitif bir değişim yaratırlar. Sosyal girişimler ürettikleri çözümlerle insanlar üzerinde pozitif bir etki yaratmaya ve sürdürmeye odaklanırlar. 3. Sosyal girişimci para kazanabilir mi? Sosyal girişimin ekonomik olarak sürdürülebilir olması için iş ve gelir modeli olması gereklidir. Sosyal girişimci elde ettiği karı her şeyden önce ana sosyal hedefine ulaşmak için kullanır. Karı sahiplerine/hissedarlara/üyelere dağıtacak olsa dahi, bunu ana hedefine ulaşmasını engelleyecek veya misyonunu etkileyecek şekilde kurgulamaz. 4. Sosyal girişimin yasal statüsü nedir? Dünyadaki sosyal girişim yapılarına bakıldığında çok sayıda değişik yasal form ve statü olduğu görülüyor. Dernekler, vakıflar, kooperatifler ve limited ya da anonim şirketler eskiden beri var olan ve mevcutta neredeyse tüm ülkelerde işleyen yasal formlardan bazıları. Ancak sosyal girişimlerin daha ön planda olduğu ve ekosistemin daha hızlı büyüdüğü bazı ülkelerde, ihtiyaçlara özel olarak yapılandırılmış ve o ülkelerde başarıyla işleyen yeni formlar da bulunuyor. Türkiye’de ise henüz bu konuyla ilgili kanuni altyapı ya da sosyal girişimleri destekleyici yasal formlar bulunmuyor. Bu nedenle sosyal girişimler melez modellerle hayatlarını sürdürmekteler. Türkiye’de birçok sosyal girişim şirket yapısında kuruluyor. Şirket formunda kurulan sosyal girişimler yüksek vergiler nedeniyle zorlanıyor, fonlar ve hibeler gibi sosyal fayda güden kurumlara verilen finansal kaynaklara ulaşamıyorlar. Dernek formunda kurulan sosyal girişimler ise sivil toplum kuruluşlarının kanunen kar sağlaması yasak olduğundan, sürdürülebilir bir iş ve finansman modeli yaratmakta güçlük çekiyorlar. Bu nedenlerden dolayı birçok sosyal girişim şirket yapısının yanında bir dernek yapısı kurarak melez bir model oluşturma yoluna gitmek zorunda kalıyor. 5. Sosyal girişimciliğin yaygınlaşmasının önündeki engeller neler? Sosyal girişimcilik için özel bir yasal düzenlemenin olmayışı, diğer sosyal girişimler ve alanla ilgili kamu kurumlarıyla işbirliği geliştirmeye uygun bir ortamın eksikliği, yeterli destek mekanizmalarına ulaşılamaması ve finansman kaynağına erişimin zorluğu; sosyal girişimciliğin halk arasında popülerleşmesini önlüyor, sosyal işletmelerin gelişimine engel oluyor. Türkiye Sosyal Girişimcilik Ağı Projesi, sosyal girişimcilerin önündeki engelleri kaldırmak, yasal statülerini iyileştirmek ve Türkiye'de sosyal girişimciliği yaygınlaştırmayı hedeflemektedir.

0 Comments

Benzer içerikler


Sohbet