Bu yazı serisinde Ashoka'nın öncülüğünde SAP işbirliğinde hazırlanan; Aybike Oğuz, İstem D. Akalp ve Sultan Güvenilir tarafından kaleme alınan Hızlan Fark Yarat Rehberi'nden alıntıları paylaşacağız.  Değişim başlatma yolculuğuna bir rehber, alıştırmalar içeren bir sosyal girişimci günlüğü olarak tasarlanan kitapçık öncelikli olarak üniversiteli gençler düşünülerek hazırlanmış olsa da, başlangıç aşamasındaki bütün sosyal girişimcilere bir yol haritası olabilecek nitelikte. Alıştırmaları yaparak yolculuğunuzda ilerlemek için bu linkten kitapçığı indirebilir, fiziksel kopyasına ücretsiz olarak erişmek içinse turkiye@ashoka.org adresine mail atabilirsiniz. Başlıyoruz... Kendini Keşfet Başlangıç noktamız senin hangi bölümde okuduğun ya da mezun olunca yapacağın meslek değil. Başlangıç noktamız senin kim olduğun. Mesleğin ne olursa olsun, hayatta nasıl bir iz bırakmak istiyorsun? Bu sorulara cevabını bularak yolculuğuna başlayabilirsin: Ben hayatta nasıl bir iz bırakmak istiyorum? Nasıl bir insan olarak hatırlanmak istiyorum? Aşağıda yol haritanı belirleyecek, kendi tanımanı sağlayacak ve ilk yolculuğuna çıkartacak 25 soruyu bulacaksın. Soruların üzerinde çok düşünmeden, kendini akışa kaptırmanı tavsiye ediyoruz! 1. Eğer beş dakikada kendi hikâyeni başka birine anlatacak olsaydın, bu hikâye ne olurdu? 2. Kendine herhangi bir alanda koyduğun hede erin var mı? Varsa neler? Ölmeden önce yapmak istediklerinin listesi bile olabilir. 3. Kişisel başarını nasıl ölçersin? Hayatında ne yapınca kendini başarılı hissedersin? 4. Şu ana kadar verdiğin en zor karar neydi? 5. Şu ana kadar aldığın en büyük risk neydi? 6. Hayatında daha fazla risk almak isteseydin, neler yapardın? 7. Hiç sıfırdan bir şey yarattın mı? (Vazo, proje, resim, şiir, şarkı, vs) Bu süreçte hangi becerilerini kullandın? Nasıl zorluklar yaşadın? Bunların üstesinden nasıl geldin? 8. Hayatının herhangi bir alanında liderlik rolü üstlendin mi? Bu neydi? Bu rolü nasıl üstlendin? En zor tarafı neydi? 9. Eğer seni çok iyi tanıyan beş kişiye senin en güçlü yönlerini (kişisel ve profesyonel hayatında) sorsaydın sana ne derlerdi? 10. Onların söyledikleri dışında güçlü yönlerin var mı? 11. Herkesin zayıf oldukları yönleri vardır. Seni en çok rahatsız eden zayıf yönün nedir? 12. Okuduğun bölüme alternatif olarak okumayı düşündüğün bir bölüm ya da program var mıydı? Varsa nelerdi? 13. Burada yaptığın şeyi yapmayı niye seçtin? 14. Seni en çok etkileyeni bul, kim/ne olduğunu ve seni nasıl değiştirdiğini düşün. 15. İleride ne yapmak istiyorsun? Bunu yapman ne kadar muhtemel görünüyor? 16.Bunu yapmana ne engel olabilir? 17. Bu engeli aşmak için ne yapabilirsin? 18. Bu engeli aşmak için ne yapabilirsin? 19. Geçmişte özel hayatın akademik/profesyonel hayatına nasıl destek oldu ya da engelledi? 20. Çatışmalar çıktığında bu çatışmaları nasıl çözdün? 21.Hayatında zorluklarla karşılaştığında kimden ya da nelerden yardım alırsın? 22. Geri bildirim almak konusunda zorlanır mısın? 23. Sağlıklı olmak için ne yaparsın? 24. Stresle başa çıkmak için ne gibi kaynaklardan faydalanırsın? 25. Dünya ile ilgili tek bir şeyi değiştirmek istesen bu ne olurdu? Değişimi Başlatmak için 8 Adım Adım 1: Kendini Tanı, Çözmek İstediğin Sorunu Bul, Birleştir! Düşün, cevapla 1: Neyi yaparken zamanı unutursun? Bu gitar çalmaktan, yazmaya, yürüyüşe çıkmaktan, dans etmeye kadar gidebilen, hayatının tam ortasında duran bir şey olabilir. Düşün, cevapla 2: Hayatının bir parçası olan, metroya ya da otobüse inip binerken yaşadığın, ya da ailenden birinin her gün hayatını etkileyen ve senin kalbini kıran sosyal problem ne? (Yoksulluk, sağlık, eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliği, altyapı, tüketim, çevre gibi konular ya da bambaşka bir konu olabilir.) Düşün, cevapla 3: Yaparken zamanı unuttuğun aktiviteyi kullanarak, belirlediğin sosyal problemin çözümüne nasıl bir katkıda bulunabilirsin? Bu iki konu en başta çok ilgisiz görünebilir ama kalemini bırakmadan önce yaratıcılığına bir şans ver ve dene. Bir yol hikayesi örneği... Şimdi sözü Adım Adım Oluşumu’nun kurucuları, Ashokalı sosyal girişimciler Itır Erhart ve Renay Onur‘a bırakıyoruz. Onların değişim yaratma hikâyesi de tam olarak böyle başlamış. Adım Adım, Mart 2008’te, yurtdışında ‘charity run’ olarak bilinen kolektif yardımseverlik koşusunu Türkiye’de tanıtmak ve yaygınlaştırmak için kurulan ilk sivil toplum oluşumu. Hikâyelerini onlardan dinleyelim. Itır Erhart: Üniversite yıllarından beri gönüllülük yapıyordum. Ancak hiçbir dernekte/projede 1 yıldan fazla çalışmamıştım. Hep bir şeyler eksikti sanki. Ta ki bana en çok heyecan veren şeyle sivil toplum sevgimi birleştirecek bir fırsat yakalayana kadar. Bir gün sanat terapisi gönüllüsü olarak çalıştığım hastanenin yararına bir merdiven yarışı yapılacağını duydum. Chicago’daki 83 katlı Aon Center’a tırmanacak yarışmacılar bir yandan da kendileri için tasarlanmış bir sayfa üzerinden bağış toplayacaktı. Bu merdiven yarışı tam bana göreydi... Sınırları zorlayarak çok sevdiğim hastane için fayda yaratacaktım. Çocukluğumdan beri beni en çok heyecanlandıran şey “sınırları zorlamak” olmuştu. İlkokulda bizim sınıfın camından çıkıp diğer sınıfın camından içeri girerek herkesin yüreğini ağzına getirmiştim, uzun, çok uzun yürüyüşler yapmıştım hep, tırmanmıştım, düşmüştüm, yine tırmanmıştım, çok soğukta ya da çok sıcakta kalmak bana hep mutluluk vermişti. Merdiven yarışı beklediğimden de iyi geçti. Çocuklar için tırmanmıştım oncabasamağı. 83. kata vardığımda o kadar iyi hissettim ki... Merdiven yarışından çok kısabir süre sonra da maraton ile tanıştım. Yeni hedef maraton koşarak bağış toplamaktı. 42km 195m hem tüm sınırlarımı zorlayacaktı hem de bu sayede bağış toplayacaktım. Hazırlanma sürecinde ve yarış sırasında benim gibi sınırlarını zorlamayı seven o kadar çok sivil toplum gönüllüsü ile tanıştım ki... Onlarla 1 Ocak’ta donmuş Michigan Gölü’ne girdim, buzun üzerinde koşmayı denedim...Ben aradığımı bulmuştum. İki tutkumu birleştiren bir etkinlik ve aynı tutkuları paylaşan insanlarla bir arada olmanın verdiği mutluluk. Sıra aynı arayış içinde olan, hatta bunu aradığının farkında bile olmayan, benim gibi insanları bulmaktaydı. Onlar da bu sayede hem çok keyif alacak hem de sivil toplumun gelişmesine katkı sağlayacaktı. İstanbul’a döndüğümde aynı şeyleri yapmak isteyen Renay ile tanıştım. Sonrasını biliyorsunuz zaten. Renay Onur: Lise ve üniversite boyunca ailemin de destek verdiği kurumlarda gönüllülük yaptım. Üniversiteden sonra çok uzun süre gönüllülük konusunda pek aktif olmadım. Bağış konusunda da önüme gelen fırsatları herhangi bir kriterim olmadan ara sıra destekledim. Şimdi bunun nedeninin sıkılmak ve etkisini hissedememek olduğunu anlıyorum. Eğlenseydim ve etkisini gördüğüm için heyecanlansaydım devam ederdim. Gönüllülük insan hayatında kendi hakkında da çok fazla şey öğrenebileceği bir alan. Şimdi geriye dönüp baktığımda, 12 yıllık oldukça aktif gönüllülükten sonra neden Adım Adım ve Açık Açık gibi iki modelin kurucuları arasında olduğumu daha iyi anlıyorum. Beni ben yapan özellikleri birleştiren projeler beni yakalamış sarmış ve yıllarca bırakmamış. Fikirlerimi, hayallerimi anlatmışım, paylaşmışım, bir nevi sürekli etrafımdakiler ile test etmişim. İnatçı birisi olduğum için de eğlendiğim projeleri yıllarca kovalayarak başarılı olmasını sağlamışım. Etrafımda konuştuğum sosyalleştiğim kişilere yapmayı planladığım İstanbul maratonu koşumu anlatmamış olsaydım bu daha iyi bir dünya için koşma fikrini bulamamış veya daha geç buluyor olacaktım. Genelde aklıma gelenleri sesli de düşünebilmek ve daha iyi öğrenip içselleştirmek için etrafıma anlatmaya çalışırım. Koşu, analiz, işe işi gördürmek, farklı bir fikir, hareket ve eğlence, anlatmak öğretmek ve sosyallik... Bugün bunların hepsi Adım Adım’da var. Yazı dizisinin tamamına erişmek için profilimizi ziyaret edebilir, kitapçığa ulaşmak içinse bu linke tıklayabilirsiniz.