Neden işlerimiz sosyal açıdan anlamlı olmalı?

Eğer o güzel gelir getiren işlerinizi bırakır ve sosyal işler kurarsanız ne mi olur? Hayalini kurduğumuz dünyaya daha yakın oluruz. Hedefi doğru koymak, süreci değiştirdiği gibi sonucu da bambaşka yapabilir.

Neden işlerimiz sosyal açıdan anlamlı olmalı?
Pac-Man’i tanıyor musunuz? 80’lerde çıktı ve hiç değişmedi: Sadece ağızdan oluşan renkli yaratıklar; içinden çıkılmaz labirentte, önlerindeki noktalardan en fazlasını yutmaya çalışırken; kendinden büyük yaratıklara yem olmaktan da kaçıyordu. Sonunda da muhakkak yem oluyordu ama. Olabildiğince basit bir dünya modeli: kapitalizm. Bu oyunun çocuklarıyız biz. Bu oyunun içindeyiz. Neyin içindeysek onu derinleştiriyoruz. Oysa neyin içinde olmak istiyorsak onu inşa edebiliriz. Öğrenilmiş çaresizlik içindeyiz. Bir şey yapamayacağımızı, tek başımıza bir etkimiz olmayacağını düşünüyoruz. Yeniyi kurmak için eskiyi süpürmek istiyoruz, hatta süpürülsün istiyoruz. Oysa eski devam ediyor. Bitmesi gerekmiyor, yeni eskinin içinden çıkıyor. İklim değişikliği, plastikler, kirlilik, türlerin yok oluşu, insanların yeryüzünü işgali ve talanı, insanın birbirine ve diğer türlere karşı uyguladığı şiddet, eril zulüm, yoksulluk... Hepsi gerçek. Ancak sandığımız kadar tek gerçek değil. İyi de var. Ve iyi sandığımızdan daha fazla potansiyelli. Neye odaklanırsak onu büyütmek gibi bir gücümüz var. Odaklandığımız şeyi türetiyoruz. Hali hazırda belki gücümüz tam istediğimiz kadar etkili değil – miş gibi görünebilir. Ama biraz istek ve irade ile önemli dönüşümleri başlatabilir veya içinde olabiliriz. Temiz gıda, temiz dünya, paylaşım, adalet, adil gelir, onurlu yaşam. Bunları mı istiyoruz. Bunlar nerede ise o kanalı besleyebiliriz. Bunlar için paramızı ve daha da önemlisi bunlar için emeğimizi koyabiliriz. Karın ötesine bakmak Para için mi fayda için mi çalışırsınız? İçinde yaşamak istediğimiz dünyaya giden mevcut yolları görmek, onlar üzerinden geçmek, onları daha görünür kılmak, yolları genişletmek gerek. Üzerinden geçtikçe, yollar büyüyecek ve görünür olacak. Olmayanı, kötü olanı, çirkin olanı görmek önemli bir başlangıç, ancak yönümüzün, iyiden tarafta olmasını önemsiyorum. Kadına şiddeti gördükten sonra, dönüştürecek olan eylem, öncelikle kendinde bunun parçalarını bulmak, ayrımcı tarafımızla yüzleşmek. Şiddetin hem objesi, hem süjesiyiz, yani hem kurban, hem katiliz. Kadın örneğinden devam edersek, bir kadın olarak güçlenmek, kadınlarla ilgili tüm ayrımcı eylemlerin parçası olmaktan kurtulmak ve kadını güçlendirici eylemlere dahil olmak; şiddet karşıtı sloganlar atmaktan daha dönüştürücü geliyor bana. Yollarda ezilen hayvanların çoğu gece, araba farları ile sabitlenmiş olmaktan dolayı eziliyorlar. Fara bakakalıyorlar, oysa fardan çekebilseler gözlerini, ve başlarını çevirip hamleyi yapsalar, yolun kenarına geçmeleri an meselesi. İşte o andayız. Gözümüz farda. Araba geliyor. Az sonra çarpacak. Oysa, sıçramalıyız. Sokaklarda, #kadına şiddete hayır veya #engelsiz yaşam sloganlı yürüyüşlere katılmak güzel. Ancak sıçrama güçlü kadınları görünür kılan ve kız çocuklarını güçlendiren eylemlerle olacak. Kadınlar güçlü olsun diye mi hayal ediyorsunuz, kadın yazarların kitaplarını alın, kadın müzisyenleri dinleyin, konserlerine gidin, kadın sanatçıları tanıyın, kadın yönetmenlerin filmlerini seyredin, kadın işletmecileri seçin, iş yerinizde kadına eşit koşullar sağlanması için çalışın, kadın yöneticilere arka çıkın, kızınız ve oğlunuzu aynı anlayış ile büyütün, dilinizdeki cinsiyetçi söylemi temizleyin. Evet ama yetmez diyorsanız, kendinizi bu işe verin. BinYaprak, Puduhepa ve Kızkardeşleri, empatikly, techwomenclub, dijital topuklar, bu yolda kurulmuş sosyal girişimlerden. Empatikly, dilde ayrımcılığa yol açan kelime ve kalıplara alternatifler öneren dijital bir koç Puduhepa ve kızkardeşleri girişimi; Yeni yetişen kızların eğitimi için, evde oturan kadınların çalışabilmesi için, gerçek kahramanlardan ilhamla hikaye kitapları ve bunlara eşlik eden bez bebekler yapıyor. Techwomenclub, teknoloji diyince neden aklımıza erkek geliyor, sorusunu sorgulayan bir girişim ve bu alandaki kadınlar arasında bir dayanışma platformu BinYaprak, kariyerlerinde kadınları destekleyen platform Dijital Topuklar, dijital dünyadaki kadın önderleri görünür kılıyor Elbette başka meselelerimiz de var; Engellileri yapamadıkları ile değil yapabildikleri ile görün ve onların yaptıklarını değerlendirin: kafelerine gidin, ürünlerini alın, söyleşilerine katılın; eğer iş yeriniz varsa onları işe alın, nasıl dahil edebileceğinize kafa yorun; engelli dostu çalışma ortamları sunan şirketleri tercih edin; dahil olduğunuz tüm sosyal alanların engellerini kaldırması için talepte bulunun, buna ön ayak olun. Evet ama yetmez diyorsanız, kendinizi bu işe verin. PinPOİN, anlatan eller, otsimo, tolkido, blindlook engellerin kaldırılması için çalışan sosyal girişimlerden. PinPOİN, mekanları erişilebilirlik kriterlerine göre puanlayan bir uygulama Otsimo ve Tolkido, otizmlilerin eğitimi için dijital uygulamalar geliştiren bir sosyal girişim. Anlatan eller, sağırlar için işaret dili destekli eğitimler veren bir sosyal girişim. Blindlook, restoranları ve menülerini görme engelliler için erişilebilir kılmak ve tercih süreçlerini özgür kılmak için çalışan bir sosyal girişim. Alın elinize kağıt kalemi ve bir döküm yapın Paranızı verdiğiniz alanları gözden geçirin: Kim için ve ne için paranızı kullanıyorsunuz? Emeğinizi verdiğiniz alanları gözden geçirin: Kim için ve ne için çalışıyorsunuz? Bireysel olarak neler yapılabiliriz? Dönüşümü, sıçramayı nerede yapabiliriz? Dönüşümün bizzat aktörü olabiliriz veya aktörlerini destekleyebiliriz. Sanayide ve küçük işletmelerde değişimin talepçisi ve takipçisi olun. Sosyal açıdan adil ve çevre dostu üretimlerin, geri dönüşümün, tekrar kullanımın destekçisi olun. Paranızı kullanın ve bu üreticileri güçlendirin, ayakta kalmalarını sağlayın. Örneğin,Good4Trust.org iyiliklerin, güvenin paylaşılarak çoğalması için insanları bir araya getiren, ekolojik ve sosyal açıdan adaletli işletmeleri görünür ve erişilebilir kılan bir platform. Türeticisi olun. Veya içinde bulunduğunuz kurumları dönüştürün: Onların daha doğa dostu ve sosyal açıdan adil olması için adımlar atın. Bu adımları atanların arkasında olun, onların sesi olun. Çalıştığınız kurumlarda, neyi dönüştürebileceğinize bakın. Sosyal girişimleri tanıyın, içlerinden size hitap edenlerini bulun ve yaptıklarını türetin. Ama çok daha önemlisi, gezegeni ve insanları sömüren işinizi bırakın ve Sosyal ve çevresel faydalar sağlayan işler yapın: Bu gibi girişimlere emeğinizi verin: Vasıflarınız ile onların ihtiyaçlarını karşılaştırın ve destek sağlayın Çevrenizdeki ihtiyaçları fark edin ve sosyal girişimler kurun Örneğin bir firmada algoritmalarla ilgili çalışıyor olabilirsiniz ve emeğinizle, firma daha fazla satış için reklam optimizasyonu sağlıyor olabilir. Buna karşılık, algoritmik becerinizi israf azaltma ve atıklarla ilgili kullanmayı tercih ederseniz, sağlayacağınız sosyal ve çevresel faydalar ile daha iyi bir dünyada yaşayabiliriz. Hali hazırda üretilen gıdanın üçte biri kullanılmadan atıyoruz. Bu hem kaynak israfı, hem dengesiz dağılım, hem de iklim değişikliğinin önemli bir sebebi oluyor. Atık yönetimiyle ilgili Türkiye’den iki girişim örneği vereyim: Evreka, atık toplama ve şehir temizliği alanında güzergah optimizasyonu sağlayan bir girişim. Şu anda Dünya’nın her kıtasında faaliyet gösteriyor. ve Fazla Gıda, marketlerde, restoranlarda satılamayan, fazla gıdayı değerlendirmeye aracı olan bir platform 60’lı – 70’li yılların Endüstri tasarımcısı Victor Papanek’in bir tavsiyesi var: “Her ne yapıyorsanız, zamanınız yüzde 10 ila 15’ini sosyal fayda için gönüllü işlerde kullanın. Ve hatta 1 yılınızı “kar için değil kamu için” (not noney but for many) tasarım yapın diye öneriyor” Bu tavsiye, Herkes için Mimarlık Derneği’nin kurucularına ilham olmuş. Eğer o güzel gelir getiren işlerinizi bırakır ve sosyal işler kurarsanız ne mi olur? Hayalini kurduğumuz dünyaya daha yakın oluruz. Sizi duyuyorum, gelirinizi korumak istiyorsunuz, haklısınız. Çoluk çocuk ekmek bekler, gezmek ister, okul ister. İşte tam da bu yüzden, bu işleri bırakmak iyi olacak. Belki arabanızı da satarsınız, en azından değiştirmekten vazgeçersiniz. Tatile daha yakın yerlere gitmek de fena olmaz. Ayrıca daha az israf da yan fayda olabilir. En önemlisi, yeni sosyal fayda amaçlı işinizle cebiniz rahatladığı gibi, içiniz ve vicdanız da rahat uyursunuz. Üstelik paranın satın alamayacağı dostluklar cabası. Pac Man dünyası devam ediyor. 40 yıldır Pac Man’de fazla bir değişiklik yok. Ancak, yeni için Pac-Man’i yok etmemiz gerekmiyor. Yok saysak yeter. Biliyoruz ki, yeni için de araçlar var. Pac-Man’in süregittiği bu dünyada, örneğin çocuklar minecraft kullanarak şehirlerini, sokaklarını, okullarını, kısacası içinde yaşamak istedikleri dünyayı tasarlıyorlar. Ve o dünyada arılar var, serbestçe akan nehirler var, birinin üretim atığını değerlendiren sistemler var, herkes için nefes alacak alanlar var. İşte tam bu şekilde, iş dünyası da değişiyor. Kapitalizm katılımcı bir ekonomiyi, döngüsel ekonomiyi kapsayacak şekilde eğriliyor. Oyunun kurallarını doğru koymamız yeter. Hedefi doğru koymak, süreci değiştirdiği gibi sonucu da bambaşka yapabilir. ----- PS. Çocuklarca yapılmış, Minecraft ile insana ve doğaya duyarlı tasarımlar: Holloway Boulevard Our water matters Leeds City Newtopia diğerleri için: blockbuilders.co.uk Film önerisi: Kapalı Döngü: https://www.surdurulebiliryasam.tv/film/kapali-dongu Okuma önerisi: Ekonomimizi Sekiz Temel İlkeyle Kökten Dönüştürmek: https://sosyalekonomi.org/ekonomimizi-sekiz-temel-ilkeyle-kokten-donusturmek/ Döngüsel ekonomi kullanan 7 start-up: https://medium.com/d-cube/türkiyeden-i̇ş-modeli-olarak-döngüsel-ekonomiyi-benimseyen-7-startup-412b6be445c1

0 Comments

Benzer içerikler


Sohbet